Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018 tarihinde Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmüştü. Suudi Arabistan'da görülen duruşmalarda yaşananlar, Kaşıkçı cinayetinin bugüne kadar hiç gün yüzüne çıkmamış gerçeklerini ortaya çıkarttı.
Sabah Gazetesi'nde yer alan habere göre Kaşıkçı'yı öldüren 15 kişilik infaz timinin lideri sanılan Mahir Abdülaziz Mutreb aslında bir değil, iki numaraydı ve Müzakere grubunun başıydı.
Bir numara ise 15 kişilik suikast timiyle birlikte İstanbul'a gelen Tümgeneral Mansur Ebu Hüseyin'di. Hüseyin, eski İstihbarat Başkan Vekili Ahmet el Asiri'nin talimatıyla İstihbarat, Müzakere ve Lojistik adında üç ayrı grup kurdu. Bütün bu grupların başında Mansur Ebu Hüseyin vard ve gruplar Kaşıkçı'yı öldürmek üzere kurulmuştu.
Savcı, idam kararı verdi
Davanın ilk duruşması 3 Ocak'ta, Riyad'ta görüldü. Mansur Ebu Hüseyin de dâhil 9 sanığın beyanlarının birbiriyle örtüştüğünü, ancak Asiri'nin beyanının uyuşmadığını değerlendiren savcı, verdiği kararla Türki Müşerrif el-Şehri, Velid Abdullah el-Şehri, Fehd Şebib el- Belevi, Mutreb ve Salah Muhammed el Tubeyki'ye için idam istedi. Diğerleri için ise ağırlaştırılmış müebbet talep etti.
Prens Selman'ı korudular
Savcı, Kaşıkçı'nın cesedini parçalayan Adli Tıp uzmanı Tubeyki ile Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda Özel Kuvvetler biriminde görev yapan Muflif Shaya M. El Muslih dışındaki sanıkların Suudi Arabistan istihbarat kuruluşunda görevli olduğunu belirtti. Sanıklar verdiği ifadelerde cinayeti aydınlatacak detaylara yer verseler de, Asiri, Kahtani ve Prens Selman'ı mümkün olduğunca korudular.
İstihbarat Başkan Vekili Ahmed El Asiri ifadesinde, "Ben Mansur'a Cemal'i müzakere yoluyla ikna ederek getirmelerini talimatını verdim. Bu görevin başkanı olarak da Mansur'u tayin ettim. Mansur, talimatımı yerine getirmek için Kâhtani ile görüşmek istedi. Ben de onları görüştürdüm. Cemal'in zorla getirilmesi yönünde bir emir vermedim." diyerek Prens Selman'ın olaydaki siyasi sorumluluğunu gizlemeye çalıştı.
Duruşmalar kapalı olarak gerçekleştirildi
Cinayetin ilk duruşmasına ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin'in büyükelçiliklerinin temsilcileri de katılırken bunlar dışında BM Raportörü Agnes Callamard bile duruşmaya alınmadı.
Savcı, idam kararı verdi
Davanın ilk duruşması 3 Ocak'ta, Riyad'ta görüldü. Mansur Ebu Hüseyin de dâhil 9 sanığın beyanlarının birbiriyle örtüştüğünü, ancak Asiri'nin beyanının uyuşmadığını değerlendiren savcı, verdiği kararla Türki Müşerrif el-Şehri, Velid Abdullah el-Şehri, Fehd Şebib el- Belevi, Mutreb ve Salah Muhammed el Tubeyki'ye için idam istedi. Diğerleri için ise ağırlaştırılmış müebbet talep etti.
Prens Selman'ı korudular
Savcı, Kaşıkçı'nın cesedini parçalayan Adli Tıp uzmanı Tubeyki ile Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda Özel Kuvvetler biriminde görev yapan Muflif Shaya M. El Muslih dışındaki sanıkların Suudi Arabistan istihbarat kuruluşunda görevli olduğunu belirtti. Sanıklar verdiği ifadelerde cinayeti aydınlatacak detaylara yer verseler de, Asiri, Kahtani ve Prens Selman'ı mümkün olduğunca korudular.
İstihbarat Başkan Vekili Ahmed El Asiri ifadesinde, "Ben Mansur'a Cemal'i müzakere yoluyla ikna ederek getirmelerini talimatını verdim. Bu görevin başkanı olarak da Mansur'u tayin ettim. Mansur, talimatımı yerine getirmek için Kâhtani ile görüşmek istedi. Ben de onları görüştürdüm. Cemal'in zorla getirilmesi yönünde bir emir vermedim." diyerek Prens Selman'ın olaydaki siyasi sorumluluğunu gizlemeye çalıştı.
Duruşmalar kapalı olarak gerçekleştirildi
Cinayetin ilk duruşmasına ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin'in büyükelçiliklerinin temsilcileri de katılırken bunlar dışında BM Raportörü Agnes Callamard bile duruşmaya alınmadı.
"Parçalanmasına karar verdim"
Mahir Abdülaziz Mutreb verdiği ifadede tüyler ürperten gerçekleri itiraf etti: Cemal Kaşıkçı masanın üstündeki havlu, iğneyi ve uyuşturucu maddeyi görünce 'Bunu ne yapacaksınız? Yoksa beni uyuşturacak mısınız?' diye sordu. Ben de 'Evet, seni uyuşturacağız' dedim. Kaşıkçı, 'Dışarıda bekleyen bir nişanlım var, binada uzun süre kalırsam bu Suudi Arabistan için sıkıntı olur' dedi. Sonra kaçmaya çalıştı. Fakat Türki Müşerrif el-Şehri, Velid Abdullah el-Şehri, Fehd Şebib el-Belevi onu kolundan tutarak sandalyeye oturttu."
Cemal Kaşıkçı, daha sonra sol kolundan enjekte edilen yüksek doz uyuşturucu sebebiyle yaşamını yitirdi. Mutreb, "Cemal öldükten sonra cesedi önce konsolosluğun bahçesine gömmeyi düşündüm. Fakat sonra bunun ortaya çıkağından endişelenerek parçalanması talimatını verdim." dedi.
Delilleri yok etmişler
Cemal Kaşıkçı'yı binadan çıkmış gibi göstermek için onun kıyafetlerini giyen Muhammed El Medeni, Sultanahmet Meydanı'na giderek bir caminin tuvaletinde Kaşıkçı'nın kıyafetlerinden kurtulduğunu, yine infaz timinde yer alan Muhammed Saad El Zahrani ise cinayet işlendikten sonra güvenlik kameralarını bozup görüntüleri kaydeden hard diskleri kırdığını itiraf etti.