İşte İmamoğlu'nun konuşmasından bölümler;
BÜYÜKÇEKMECE TARTIŞMALARI
Büyükçekmece benim komşu ilçem. Belediye Başkanı Hasan Akgün uzun yıllardır bir arada olduğumuz deneyimli bir belediye başkanı. Süreci canlı canlı takip ettim. Önce Büyükçekmece'yi biraz anlamak lazım. Büyükçekmece göç alan ilçelerden biri. Yılda 10-12 bin nüfusu artan ilçelerden birisi. Beylikdüzün'de biraz daha fazla 16-17 bin. Bazen öyle açıklamalar duyuyorum ki kulaklarıma inanamıyorum. Dinledikçe insan verileri anlatmak konusunda bu kadar mı acemi? Bu kadar mı kötü niyetli olur insan diye düşünmekten alamıyorum kendimi. Büyükçekmece'nin seçmen hareketlerinden bahsetmemiz lazım. Öyle bir bahsediyorlar ki sanki bir anda Büyükçekmece'de 20-25 bin seçmen hareketi olmuş gibi bir tarifle
"AA 100 YILIN MEDYA SKANDALINA ADIM ATMIŞTIR"
"YSK ben verileri 11'de girmeye başladım dedi. Medya devletin kurumuna güvenmek zorunda. Ne zaman 10'da açıklamaya başladık gözler pat bize çevrildi. Şükürler olsun vatandaşımıza duyurular yaptık. Verdiğimiz sözü tuttuk. Gerçekler açıklanmaya başladı 11-12 saat veri veremedi Anadolu Ajansı. Acaba neler planlanmıştı? Şeytanın avukatlığını yapalım. Bir ortağı AA, bir ortağı AK Parti'nin Genel Başkan yardımcısı. En büyük mağduru Binali Yıldırım. Çıktı, 3 bin 870 oyla seçimi kazandık dedi. Bir alkış koptu. Aldatıldığı için konuşma yaptırımdı Sayın Yıldırım'a. Kimin yüzünden aklı kıt, elindeki verilerle operasyonu yönetebileceğini düşünen 3-5 kişi. Sabahın köründe afişler asılmaya başlandı. Demokrasi adına bir katletme operasyonu. Binali Yıldırım'ın yerinde olsam o kişilerin yüzüne bakmak, maddi manevi, ahirete dair haklarımı ararım.
Neymiş özür dileyecekmişim. Suç duyurusunda bulunacağım. Milletvekillerine de söyledim. 100 yılın medya skandalına adım atmıştır AA. Sen kime hizmet ediyorsun? Halka mı hizmet ediyorsun 3-5 kişiye mi?"
"TÜRKİYE'YE İTİBAR KAYBETTİRİYORSUNUZ"
Sondajla 57 sandık belirlenmişti. Diğerlerinde oyların tamamının sayılması reddedildi. Buradan çıkan sonuçla 13 oy fark elde etmiş olduk. Maltepe sayılıyor sadece şu an. Yavaş bir sayım devam ediyordu. Oraya arkadaşlarımızı gönderdik. 25 günde bitmez. YSK yeni kurul oluşturulması kararı aldı.
Binali Yıldırım, 3 defa yatcaz kalkcaz dedi. 8 gün oldu. Ben yatıp kalkamıyorum. Gece gündüz çalışıyorum. Büyük Şehir belediyesine hazırlık yaptığımız konularla ilgili çalışıyoruz. Ben diyorum ki sayın cumhurbaşkanı ilk gün kabul etti. Sinyali verdi. Sayın cumhurbaşkanı süreçle ilgi camide verdiği bir mesaj var. Psikolojik kısmına girmiyorum, her şeye cevabım var. demek ki orada da kabul etti. 25 yıl yönettiniz. Sakin olun endişe etmeyin. Kapınıza gelip çöpü alacağız, en güzel hizmeti getireceğiz. Önce oy vermeyenlerin kalbini kazanacağız. Gelin bizi dünyaya rezil etmeyin.
İyi yapılan şeyi alkışlarım kardeşim. AK Parti'ye hizmet etmiş insanlar bu sürece kızıyor. İftira üzerine ayakta duramazlar. Tek dertleri koltukları. İstanbul'a zaman kaybettiriyorsunuz. Türkiye'ye itibar kaybettiriyorsunuz. Tek dertleri, eyvah benim koltuğum ne olacak?"
"BİRİNCİ ZEHİR PARTİZANLIK"
"Tahmin edemeyecekleri kadar güzel yöneteceğim. Toplumun önünde cereyan edecek her şey. Kaç kişiyiz biz 180 küsür kişi. Ne olacak? Birisi İstanbul'a bile bile ihanet mi edecek? Hadi etsin bakalım. Her birisi İstanbul'a hizmet etmek için geliyor. Dolayısıyla biz o insanların hizmet etmeleri için ortak akıl kavramını devreye sokacağız. İstabul'un 39 belediye başkanı benim yol arkadaşımdır. Hangi partiden seçildiyse… Hepsinin kapısını çalacağım. Benim belediyemi ziyaret etmediler. İzin alamadılar. Benim izin alacak yerim yok. Benim genel başkanım öyle bir şey demez. Bu millet üretken, kabiliyetli. Bu millete fırsat, eşit ortamlar tanıyacaksınız. Birinci zehir partizanlık. Kapımızdan içeri girmeyecek kardeşim. Partiler hizmet için araç, amaç değil."
"MEDYA PATRONLARINI TEHDİT ETMEDİM!"
Hayatımda tehdit nedir bilmem. Yalan nedir bilmem. Allahıma şükür. İtibarlarını hatırlattım. Aile soyadlarını hatırlattım. 60 yıllık kurumları temsil ediyorsunuz dedim. Yandaş kısmı anmıyorum bile. Onlar vazifeli. Siz öyle değilsiniz yapmayın dedim. Üzüldüm ben kimseye parmağımı sallamadım. Hatırlatmak vazifem. Partinin temsilcisi benim yaptığım toplantıya cevap veriyor. Onu yayınlıyor. Beni yayınlamıyor. Vatandaş ne anlayacak bundan. İnce hesaplar, beyinde dolaşan tilkiler benim hiç işim değil. Zihnim insanlar hakkında çok temiz. İşlerini yapsınlar bu dil onlara minnettarım der, teşekkür ederim.