Fenerbahçe'nin yıldız futbolcusu Emre Belözoğlu, DMAX'te yayınlanan Aslında? programında Fuat Akdağ ile Bağış Erten'in konuğu oldu. 39 yaşındaki futbolcu, "Bu sezon omuz omuza şampiyonluğa yürümek, muhteşem taraftarımıza bunu yaşatmak istiyoruz. Benim adıma da öyle bir final olmasını istiyorum. Hakemlerin tavırları çok sert. Nedenini bilmiyorum. Belki de VAR'la ilgili. Böyle devam ederse lig kızıştığında farklı reaksiyonlar olabilir" ifadelerini kullandı.
"Dışarıda da mülayim değilim"
-'Sahada hırçın ama günlük hayatında beyefendi' ifadesinden sıkılmadın mı?
Kendini ifade etmek zorunda kalmak gerçekten çok zor. O kadar sakin bir insan değilim dışarıda da. Birçok olay karşısında sakin kalmayı ben de istiyorum. Biraz da bu yaşla gelişen bir durum oluyor. Ama saha içinde eleştirilebilir bir profil olduğumu, kaybetmeye tahammülüm olmadığını ve bazen bu anlamda hatalar yaptığım gerçeğini kabul ederek dışarıda olabildiğince sade bir hayat sürüyorum. 'Saha içinde böyle ama dışarıda tanısanız seversiniz' doğru bir yaklaşım mı bilmiyorum ama dışarıda mülayim bir insan da diyemem kendim için.
"Ufacık hatada her şey önüme geliyor
-Ne olacak bu hırçınlık hali?
Bir değişim yaşadığımı düşünüyorum, özellikle sahanın içinde. Sahanın dışında hâlâ aynıyım. Bu değişim yaşanmışlıklarla da olabiliyor. Artık belli yorgunluklar oluyor. Tamamen performansıma konsantre olmak istediğim için. Ama tabii ki ortada bir geçmiş varsa, bu ne yazık ki önünüze her zaman getirilecektir. Bir 10 maçlık periyotta her şey çok iyi giderken ufacık bir hatada bile tekrar her şeyi önünüze getirebiliyorlar. Böyle bir sabıka kaydım olduğunu düşünüyorum. Haklı eleştirirler de oldu. Bedelini çok ağır ödediğim şeyler de oldu.
"Abdennour'dan özür diledim ama..."
-Abdennour ile aranızda ne geçti?
Böyle bir diyaloga girdiğim için üzgünüm. Bunlarla gündeme gelmek istemiyorum. O pozisyonda, rakibimin yanına, ayağına bastığım için özür dilemek amacıyla gittim. İki kere kendisinden özür diledim. Ama o bana bir cevap verdi. Ben de ona bir karşılık verdim. Ben de bazen bana verilen tepkilere 'eyvallah' diyebilmeyi isteyen bir insanım. Sokakta yürürken başıma gelse devam edeceğim olaylar, saha içindeki adrenalin ve kazanma hırsının etkisiyle sizi bir kirpi haline getiriyor. Pazar günü yaptığımı insanlar hata olarak görüyorsa özür dilemekten hiçbir zaman geri durmam.
"Lig sert değil sistem yok"
-Süper Lig'in en sert liglerden biri olduğunu iddia edenler var. İtalya, İngiltere ve İspanya'da oynadın. Sence ligin sertlik düzeyi nasıl?
Kendimizi öne çıkaracak başka bir özelliğimiz olmadığı için böyle deniliyor olabilir ama sert değiliz. Sistem inşa edebilen çok fazla takım olmadığı için zor bir lig. Bireysel performanslar belirleyici olabiliyor ama birçok konuda olduğu gibi sertlik konusunda da geride olduğumuzu düşünüyorum.
"Hakemlerimiz oyunculara mesafeli"
-Ligde kurgu söylentileri çıktığında futbolcular ne hissediyor? Buna inanıyor musunuz?
Ben çok iyi bir planı ve çok iyi bir oyuncu grubu olan takımın önüne geçecek bir güç olduğuna inanmıyorum. Ne yazık ki Türkiye'de bu söylemler prim yapıyor ve insanlar buna inanıyor.
-Süper Lig'deki tartışılan hakem performansları için ne diyorsun?
Ben 23 senedir futbol oynuyorum. Hakemlerle diyaloglarım kötü değildir. Birçok hakemle sosyal hayatımda bayramlaşırım, mesajlaşırım, hal hatır sorarım. Beşeri ilişkilerimin olduğu hakem arkadaşlarım da var. Ama bu sene hakemlerimizin oyunculara karşı bir mesafesi var. Tavırları çok sert. Nedenini bilmiyorum. Bunun VAR'la ilgisi de olabilir. Bu, onları sahanın içinde oyunculardan koparıyor. Bence sahada en baş rolü oynayan hakemin kopmaması, iletişimi sıcak tutması gerekiyor. Böyle devam ederse lig kızıştığında farklı reaksiyonlar olabilir.
"Bu adam Superman değil"
Hakemler bazen vermiş oldukları kararlarla 'Bunu nasıl verirsin?' dedirtebiliyor. Mesela Pazar günü bir pozisyonda Ozan Tufan'a ön yay üzerinde bir faul yapıldı. Hakem bize atışı beş metre geriden yaptırdı. Ben de dedim ki 'Bu adam Superman değil. Uçamaz beş metre.' Yani bu kararı verirken bir gerekçesi olmalı bunun. Bunları konuşuyoruz saha içinde ama ben kariyerimde çıldırtacak bir hakem performansına çok denk gelmedim.
"Messi, anne sütü gibi eşsiz"
Hagi, mükemmel bir yetenek ve aynı zamanda kaybetmeyi sevmeyen bir oyuncu. Onu anlatmak istesek belki bir 'Aslında' programına daha ihtiyacımız olabilir. Benim Türkiye'de gördüğüm gelmiş geçmiş en büyük oyuncuydu o. Çok büyük oyuncularla hem yan yana hem karşılıklı oynadım. Brezilyalı Ronaldo benim gördüğüm en saf yetenekti. Ta ki Messi'yi görene kadar... Messi anne sütü gibi eşsiz bir şey. O çok başka bir oyuncu. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyüğü.
"Bırakma kararını henüz vermedim"
Futbolu bırakma konusunda kararımı henüz vermedim. Zaten böyle bir kararı insanın kendisi vermeli, başkalarına bırakmamalı. Bu sezon omuz omuza şampiyonluğa yürümek, muhteşem taraftarımıza bunu yaşatmak istiyoruz. Benim adıma da öyle bir final olmasını istiyorum.