Süleyman Özışık İnternet Haber'de yer alan bugünkü yazısında kendisini sosyal medyadan takip eden bir vatandaşın 31 Mart seçimi sonrası memleketine gidip sonrasında seçimin tekrarı üzerine 23 Haziran için tekrar İstanbul' a getirildiğini ancak seçimden sonra kimseye ulaşamadığını yazdı. Özışık yazısında 23 Haziran için İstanbul'da çalışma yapan bir genel başkan yardımcısı Beyoğlu'nun ilçe olduğunu bilmediğini belirtti.
Özışık'ın İBB seçimleri ve bu süreçte yaşananlar üzerine değerlendirmelerini aldığı yazısının ilgli kısmı şöyle:,
Sosyal medyada beni takip eden bir vatandaş yazmış. Öyle haklı, öyle içten bir isyanı var ki anlatamam.
"Hakkımı helal etmiyorum" diye başladığı satırların devamını şöyle getirmiş:
"Kız kardeşim, 31 Mart seçimlerinden sonra memlekete geldi. Seçimlerin yenilenmesi kararı alınınca tekrar İstanbul'a dönmeye karar verdi. Benim haberim olmadan parti teşkilatı ile irtibat kurmuş. Konuştuğu kişi, öğrenci olan kardeşimi otobüsle İstanbul'a göndereceklerini ve geri dönüş biletini de kendilerinin temin edeceğini söylemiş.
23 Haziran seçimlerinden bir gün önce kardeşimi alıp İstanbul'a götürdüler. Oy kullanma işlemi tamamlandıktan sonra kız kardeşim Esenler terminaline gitmiş ama ortada otobüs falan yok. Durumu öğrenmek için parti yetkilileri ile irtibat kurmaya çalışmış ama kapı duvar!
En son il teşkilatından biriyle irtibat kurmuş.
Kardeşim durumu anlatıyor ama karşısındaki kişi seçimi kaybetmenin üzüntüsü mü diyeyim yoksa başka bir nedenle mi bilemiyorum. Kardeşimle tartışmaya başlamış ve telefonu suratına kapatmış.
Gece yarısı İstanbul'da bir başına çaresiz kalan kardeşim beni aradı. Geceyi atlatmak için kalacak bir yer bulmasını istedim ve telefonu kapattıktan bir süre sonra aradığımda kardeşime ulaşamadım.
Kızcağız üzüntü veya dalgınlıkla karşıdan karşıya geçerken bir araba çarpıp altına almış ve ağır şekilde yaralamış. İstanbul'da başka akrabamız olmadığı için sabaha kadar parti yetkililerini aradım ama bir kişiye ulaşamadım.
AK Parti için, Cumhurbaşkanımız için yollara düşen bir genç kıza yapılan muamele, İstanbul'u aslında neden kaybettiğimizin de bir göstergesi. Bu mesele yüzünden davama, partime elbette küsemem. Kardeşimi alıp memlekete döneceğim ama gece yarısı bir genç kızı İstanbul gibi bir kentte tek başına sokakta bırakan yöneticilere de hakkımı helal etmiyorum!"
Mesajın altına kız kardeşinin hastane odasındaki resmini de iliştirmiş.
"Bir sıkıntı olmuştur, arayıp bilgilendirsek" diyecek oldum ama lafı ağzıma tıktı bu kardeşim. "İş bu duruma geldikten sonra bizi sırtlarında memlekete götürseler dahi önemi yok. Allah için siz de aramayın" diye yemine verdirdi.
Kendisine söz verdiğim için, yazıda ismini cismini yazmadım. Ama tüm bilgiler bende mevcut ve böyle bir şey olmadığını söyleyenin yüzüne çarpmaya da hazırım!
23 Haziran seçimleri için İstanbul'da çalışma yapan bir genel başkan yardımcısı, şaşkın vaziyette "Beyoğlu ilçe miydi yahu? Bizim orada belediye başkanımız mı var? Allah Allah! Yahu ben orayı mahalle falan sanıyordum"diyor.
Bunu AK Parti Genel Başkan'ı Recep Tayyip Erdoğan'ın yardımcısı olan biri söylüyor. Erdoğan'ın Refah partisi döneminde İlçe Teşkilat Başkanı olduğu ilçeyi bilmiyor. Gezi olaylarının yaşandığı ilçeyi, her gün on binlerce turistin gezdiği Taksim'i ve İstiklal Caddesi'ni bilmiyor yahu, inanabiliyor musunuz?
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.