Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Suriye'nin kuzeyindeki güvenli bölge ve Rusya ile ortak devriyeler konusunda önemli mesasjlar veren Kalın, Bülent Arınç'ın 'KHK'lar faciadır' açıklamasına da yanıt verdi.
İbrahim Kalın'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
"Teröristlerin vazgeçmeyeceğini biliyoruz"
Barış Pınarı Harekatı önemini hala koruyor. Suriye'de gerek siyasi sürecin ilerletilmesi, gerek Anayasa Komisyonu'nun çalışması, seçimlerin yapılması noktasında önümüzde yapılacak çok şey var. Barış Pınarı Harekatı, kuzey Suriye'de terör devleti kurmayı hedefleyen amaçları ortadan kaldırmıştır. Ama teyakkuz halimiz devam etmektedir. Zira teröristlerin hedeflerinden vazgeçmeyeceklerini biliyoruz, Suriye üzerine oynanan oyunları biliyoruz. Cumhurbaşkanımız da bunu ifade etmiştir.
"Barış Pınarı Harekatı tüm dünyayı ilgilendiriyor"
Adalet Bakanlığımız uzayan davaların hızlandırılması, vatandaşın yargıya olan güvenin arttırılması noktasında hazırladıkları taslağı kabinede paylaştılar. Milli Savunma Bakanlığımızın sunumları oldu. Dışişleri Bakanımızın da Barış Pınarı Harekatı ve sonrasıyla ilgili bir sunumu oldu. Barış Pınarı Harekatı sadece bizim ve bölgemizi değil dünya siyasetini ilgilendirmesi hasebiyle önemini koruyor.
"Zaman zaman saldırılar oluyor"
Sınırda özellikle güneyde YPG terör örgütünün çıkmayı reddettiği bölgede zaman zaman saldırıların olduğunu biliyoruz. Bugün de bir şehidimiz var. El yapımı patlayıcının patlatılması sonucunda bir uzman şehidimiz şehit oldu. Kendisine rahmet ve hepimize baş sağlığı diliyorum.
" 'KHK faciadır' demek 15 Temmuz'u gölgelemektir"
Bülent Arınç'ın 'KHK uygulaması faciadır' sözlerinin hatırlatılması üzerine açıklama yapan Kalın,"KHK faciadır demek 15 Temmuz'u gölgelemektir" dedi.
(Eski Başbakan Yardımcısı ve Cumhurbaşkanlığı YİK üyesi Arınç'ın açıklamaları gündemde. KHK ile görevden atılanlar için 'KHK bir faciadır' açıklamasında bulundu. AK Partili Şamil Tayyar'dan da 'Savcıları göreve çağırıyorum' açıklaması geldi. Arınç'ın görüşleri Cumhurbaşkanlığı'nın görüşlerini yansıtmakta mıdır?)
Öncelikle Bülent Bey'in açıklamaları şahsi görüşleridir. KHK'lar bir zorunluluktu. Durup dururken gündeme alınmış bir şey değildi. 251 insanımızı şehit eden bir terör örgütüne karşı hiçbir şey yapmayalım, elbette hiçbir devlet diyemez. Süreç içerisinde KHK'lar çerçevesinde görevinden uzaklaştırılan, mağdur olanlar için komisyonlar kurulmuştur. Burada her bir vakanın nevi şahsına münhasır olduğunu akılda tutmak gerek. Bir faciadır dediğinizde, 15 Temmuz faciasını gölgeleyen bir tutum gibi algılanır.
İşte Bülent Arınç'ın o sözleri:
"Kiliseleri tahrik unsuru yapmaya çalışıyorlar"
Terör örgütünün kara propagandasını görüyoruz. Mevzide alan kaybettikçe öfke ve paniğinin arttığını görüyoruz. Burada Batı'yı da hayretimiz bir şekilde izliyoruz. Sivillerin katledildiği, Kürtlerin hedef alındığı, hıristiyan azınlığın TSK'nın veya onların desteklediği birimler tarafından kaçırıldığı yönünde aslı astarı olmayan iddiaların ortaya atıldığını görüyoruz. Bu saldırıların amacı bir karşı mukabeleyi harekete geçirmek. Bu saldırılar neticesinde bizim cevap vermemiz ve 'Bakın Türkler ve onların destekleri Suriye Milli Ordusu hıristiyanları hedef alıyor' diye bir oyun oynamaya çalışıyorlar. Kiliseleri dahi kullanarak yer yer bu atışların yapılarak tahrik unsuru olarak kullanıldığını ifade etmek istiyorum.
"Mülteci meselesi sadece Türkiye'nin meselesi değil"
Terör örgütüyle mücadelemiz devam edecek. Barış Pınarı Harekatı'nın ikinci hedefi mültecilerin gönüllü olarak evlerine dönmesiyle ilgili. Çalışmalar önem arzediyor. Bunun detayları üzerinde çalışıyorlar. Nitekim sayın Cumhurbaşkanımız BM Sekreteri ile yaptığı görüşmede bu konuyu tekrar gündeme getirdi. Mülteci meselesi sadece Türkiye'nin meselesi değil, DEAŞ'la mücadele sadece Türkiye'nin meselesi değildir. Türkiye'ye dönük eleştirileri dile getiren ülkelerin külfet paylaşımına dair ne yapacaklarını anlatmaları isabetli olur.
(ABD'nin terör raporu) Rapor bizim tepkimizi çekmeye devam ediyor. Bu raporda PKK terör örgütü zikredilirken YPG/PYD'nin zikredilmemesi. Darbe girişimini yapan FETÖ'nün yer almaması çifte standardı ortaya koyuyor. Bu terör örgütünü PKK'yı kabul ettikten sonra Suriye kolunu desteklemek silah vermek terörü desteklemektir. FETÖ ile ilgili olarak da hiçbir cümle olmaması, mağdur bir dini grup olarak gösterilmesi bu terör örgütünün kimin maşası olduğunu göstermektedir.
(Rusya'yla ortak devriyede hangi sonuçlara ulaşıldı?) Bildiğiniz gibi 22 Ekim tarihli Soçi anlaşması çerçevesinde 1 Kasım'da gerçekleşti. Bu süreç içerisinde PYG/YPG paçavrasına rastlamadık. Olumsuz bir tespit yapılmadı. İkinci devriyenin yarın yapılması planlanmakta.
(Erdoğan'ın ABD ziyareti) Ziyaretin olup olmayacağına dair değerlendirmemiz devam ediyor. Bu ziyarette amacımız Washington'a gitmek değil, somut neticeler elde edilmesidir. Ziyaretin sebebi de, amacı da budur. Eğer bu hedefe ulaşabileceğimize dair tereddütlerimiz izole olmazsa bu ziyaretin gerçekleşmemesi mümkündür. Bu konudaki kararını birkaç gün içinde verecektir. Ancak bu Cumhurbaşkanımızın isteği değildir, Trump davet etmiştir.