Çin'in merkezindeki en kalabalık şehir olan Wuhan'da başlayan koronavirüs salgını nedeniyle onaylanmış korona virüsü vakalarının sayısı yaklaşık 10 bini bulurken, ölü sayısı da 210'u geçti. Çin dışında Avustralya, Kamboçya, Kanada, Finlandiya, Fransa, Almanya, Japonya, Malezya, Nepal, Singapur, Güney Kore, Sri Lanka, Tayvan, Tayland, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD ve Vietnam olmak üzere 17 ülkede daha görülen korona virüsün zamanlaması da endişe verici. Çünkü 25 Ocak'ta başlayan ve 8 Şubat'a kadar sürecek Yeni Ay Yılı kutlaması için birçok kişi ülkeye seyahat ediyor.
Şehir karantina altına alınırken diğer devletler de oradaki vatandaşları için harekete geçti. ABD hükümeti yaklaşık 200 Amerikalıyı Wuhan'dan tahliye etti. Japonya şu ana kadar iki ayrı uçuşla 400'den fazla vatandaşını ülkeye getirdi. Güney Kore vatandaşlarından 300'ünü tahliye etmek için Vuhan'a bir charter uçak yollayacağını bildirdi. Ülkede bulunan 32 Türk vatandaşı ise Türk Hava Kuvvetlerine ait A400M kargo uçağı ile Sağlık Bakanlığınca planlanan büyük tahliye operasyonu kapsamında Türkiye'ye getirilecek. Konuya ilişkin açıklamada bulunan Türkiye'nin Pekin Büyükelçisi Emin Önen, “Vatandaşlarımızı Türkiye'ye getirmek ve sağlıklarında bir sorun olmadığını belirtmek istiyorum. Virüs tespit edilmedi. En kısa zamanda getireceğiz. Çinli yetkililerle organize ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Solunum sistemini etkileyen büyük bir virüs”
Bu tür virüslerin seyahatlerle bir orman yangını gibi hızlıca yayılabileceğini belirten Nişantaşı Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksekokulu'ndan Dr. Öğr. Üyesi Hasan Hacıosman korona virüsünün solunum sistemini etkileyen büyük bir virüs grubu olduğunu kaydetti.
Özellikle yurt dışına seyahat edenlerin çok daha dikkatli olması konusunda önemli uyarılarda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Hasan Hacıosman, “Korona virüsüne yakalanan insanlarda ateş, titreme, baş ağrısı, nefes almada zorluk ve boğaz ağrısı gibi belirtiler bulunur. Bu belirtileri olanların mutlaka doktora başvurması gerekmektedir” dedi.
Risk altında olanlar kimler?
Virüse karşı henüz bir tedavi yöntemi ya da aşının olmadığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Hasan Hacıosman, “Kişilerle iletişim kurarken araya bir metre kadar mesafe koymakta fayda var. Ve mutlaka maske takılması gerekmekte. Özellikle en koruyucu olanları N95 denilen solunum maskesidir. Ama bu olmadığı noktada normal solunum maskelerinin takılmasını öneriyoruz. Virüs temas yoluyla da bulaşabilmekte. Bundan dolayı kişisel eşyaların kullanımları konusunda da hassasiyet göstermeliyiz. Enfeksiyonun bulaşmış olduğu eşyaları ağız, yüz ve gözlerimize temas ettirmemeliyiz. Enfekte olan kişilerle yakın temasta bulunmamalıyız. Doğal direncimizi iyi tutmak için de dengeli beslenmeli, uykumuzu iyi almalı ve bol sıvı tüketmeliyiz. Şu an için coronavirüsünün etkin bir tedavi yöntemi olmamakla birlikte daha çok yaşlı grubu, kalp, böbrek yetmezliği olanlar, kanser, diyabet, astım, koah gibi hastalıkları olan kişiler daha büyük risk altındadır. Bu yüzden erken tanı ile beraber tedaviye erken başlamak çok önemlidir” şeklinde bilgilendirmede bulundu.