Diyetisyen Nejla Kazoğlu, Neo Haber'e özel su tüketiminin sağlık açısından önemini anlattı. Kazoğlu, su içme  alışkanlığı kazanmak adına yapılması gerekenlerini aktarırken su tüketiminin artırılması için aromalı su tariflerini sizler için paylaştı.

Nejla Kazoğlu'nun su ile ilgili öneri ve tarfilerini aktardığı yazısı şöyle:

SU İÇEMİYORUM DERKEN İKİNCİ KEZ DÜŞÜNMENİN TAM ZAMANI!

Su tüketimi, canlıların yaşamsal faaliyetlerini devam ettirmeleri açısından en önemli faktörlerden birisidir. Yaşamsal faaliyetlerin yanı sıra sağlığın korunması ve iyileştirilmesi için de önem taşır. Sağlıklı bir kişinin günlük olarak ortalama 2-3 litre su tüketmesi gerekmektedir. Eğer idrarınızda koyu bir renk varsa bu su tüketiminizin eksik olduğunun belirtisidir. Her zaman bahsi geçen ama çoğumuzun bilmediği suyun hayatımızdaki önemi ve yeri ve önemi yadsınamayacak kadar fazladır.

Metabolik faaliyetlerin yerine getirilmesine yardımcı olan su böbrek, karaciğer ve kalp sağlığını korur.Vücudumuzun pH dengesini düzenler.Kan ve doku sıvılarının temel bileşenidir ve vücudumuzdaki atık maddelerin taşınmasında rol oynar. Reflü ve gastrit ile savaşırken mide ortamını temizleyerek iyileşmeler sağlar. Metabolik faaliyetlerin iyileşmesi ile birlikte kilo kaybetmeye yardımcıdır, ödem tutulumunu önler. Cilt sağlığı ve daha pürüzsüz bir cilt için temeldir ve diş sağlığı için önemlidir, ağız kokusunu baskılar. Stresle savaşmaya ve kabızlık durumunda sindirim sisteminin çalışmasına yardımcıdır. Sporcular için kasılma ve krampları önler. Aşırı su kaybının sporcu sağlığı ve fiziksel performans üzerinde de olumsuz etkileri mevcuttur. Yoğun egzersiz sırasındaki ter kaybı, ortam sıcaklığına, vücut büyüklüğüne ve metabolik ritime bağlı olarak yaklaşık 0,5 ila 2,0 L / sa arasında değişmektedir. Bu durumda sporcuların yüksek şiddetli efor sarfetme kapasiteleri azalır.Su genel olarak Vücudun elektrolit ihtiyacını karşılar.

     Su vücudumuzdaki bütün biyokimyasal reaksiyonlara yardım ederken kanımızın da yoğun hacimde içerisinde bulunur.Kandaki metabolizma artıklarının böbrekler tarafından süzülmesi de sayesinde olur.Buna bağlı olarak böbrek ve mesane gibi organlarımız vücut su dengesi düzenlenmesinde önemli rollere sahiptir.

    Başka bir düzenleme sistemi ise terlemedir.Fakat terlemenin haricinde ishal gibi bazı hastalıklar sonucu oluşan aşırı su kaybı yani dehidrasyon oluşmaktadır.

Dehidrasyon, kan hacmini azaltarak kalp atış hızını ve kardiyovasküler zorlanmayı arttırır dolayısıyla ter üretimi de artmış olur.Bu durum metabolik olayların bozulmasıyla birlikte ani ölümlere kadar yol açabilmektedir.

       Halk arasında çok sert suların böbreklerde taş geliştirdiğine dair bir inanış vardır. Kalsiyum içeriği yüksek olan bu sularda yapılan bazı araştırmalarla bu fikir desteklenmiştir. Fakat böbrek taşı oluşumu genetik, sosyal, iklim şartları gibi birçok faktöre bağlı olduğundan, böbrek taşı oluşumu, sadece su içerisindeki Ca ile ilişkilendirilemez. Hatta son yıllarda yapılan bir incelemeye göre suyun sertliği yani Ca minerali arttıkça,kalp-damar hastalıklarındaki ölüm oranı hem kadınlar hem de erkekler için azalmıştır.İçme suyundan alınan Mg mineralinin ise kalp krizine karşı koruyucu bir etkisinin olduğu saptanmıştır.Genel olarak suyun sertliğinin artması ile kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riski azalmaktadır.

       Su sertliğinin kanserle olan ilişkisine bakıldığında ise kolon ve prostat kanserlerine karşı koruyucu etkisi olabileceği bulunmuştur.

 Dünyanın 3/4’ünün su ile kaplı olması,su yoğunluğu olduğunu gösterse de içilebilir oran yaklaşık % 0.74’dir. Nüfusun artması,sanayinin gelişmesi,çevre bilincinin azalmaya başlaması bu miktarın gittikçe azalmasına neden olmaktadır.İnsanların su kaynaklarını kirletmesi,arıtma ve geri dönüşümü de engellemekte ve sorunların yaşamasına zemin hazırlamaktadır.

       Bütün bu su kaynaklarının kullanımı sırasında ise insan sağlığını olumsuz yönde etkileyecek bütün mikroorganizma ve zararlı kimyasal maddelerden arındırmak gerekir.Bu nedenle arıtma zorunludur.

Gün içerisinde ise gerek sosyal hayattan dolayı, gerek iş temposundan gerekse vücudun su ihtiyacını fark edememesinden dolayı su tüketimi çoğu kişide sekteye uğramaktadır. Öncelikli sorun burada su içme alışkanlığının oluşturulmamasından kaynaklanmaktadır. Bu sorun için ise yapılabilecek birkaç ufak düzenleme yeterli olacaktır ;

  • Başucunuzda su ile uyanın! Güne su içerek başlayan vücut daha zinde ve sağlıklı hissedecektir kendini. Ayrıca gün içerisinde vücudun su ihtiyacını fark edebilmesi için altın bir anahtardır.

  • Su şişeleri gözünüzün önünde olsun! Sürekli algı alanınıza giren su şişeleri su içme isteği uyandıracaktır.

  • Birinden yardım isteyin! Su içmeyi çok fazla ihmal ettiğiniz dönemlerde birlikte zaman geçirdiğiniz kişilerden sizi uyarmalarını ya da size su ikram etmelerini isteyebilirsiniz.

  • Ya da teknolojinin gücünden yararlanın! Cep telefonlarımızda bulunan onlarca su içmeyi hatırlatan uygulamaları indirebilir ve gün içerisinde size hatırlatma yapmasını sağlayabilirsiniz. Uygulamalar yerine telefonunuzun alarmını da kurabilirsiniz.

  • Sofraya su şişesi ile oturun! Hem yemeklerden 10 dakika önce içeceğiniz bir bardak su iştahınızı kontrol altına alır hem metabolizmanızın çalışmasına yardımcı olur hem de gün içerisinde tükettiğiniz su miktarını arttırır.

  • Çay ve kahve tüketimini azaltın! Çay, kahve ve diğer şekerli içeceklerden tükettiğiniz zaman vücudun su ihityacını karşılayamazsınız ancak bu durum isteğinizi baskılayabilir. Bu yüzden gün içerisindeki tüketimleri azalttığınızda su tüketme ihtiyacınız artacaktır.

  • Açlık hissettiğinizde su için! Gün içerisinde açlık hissiniz farkında olmadan vücudun açlık hissinden kaynaklanabilir. Su tüketerek hem yeme kontrolü yapıp hem de su tüketimini arttırmış olursunuz.

  • Uyumadan önce mutlaka su için! Hem gece uyurken sindirim sisteminin çalışmasına yardımcı olacaktır hem de su ihtiyacının karşılanmasına.

  • İyi haber! Birçok kişi ise su tüketiminin fazla olmasının gün içerisinde çok fazla tuvalete çıkmaya sebep olduğundan ve işlerini aksatmasına sebep olduğundan dolayı su içmeyi reddetmektedir. Ancak bu böbreklerinizin iyi çalştığını göstermektedir.

  • Sularınızı aromalandırın! Su tat açısından spesifik bir lezzete sahip olmadığından ötürü bazı kişilerce zor tüketilebiliyor. Eğer siz de bu kişilerden biriyseniz yapabileceğiniz en iyi şey şişelerinizi hem renklendirmek hem de aromalandırmak! Ancak unutmayın ki aromalı sular tek başına mucizevi zayıflama kürleri değillerdir.

Metabolizma Uyandıran Su!

  • 1 lt su

  • 1 adet limon

  • 1 tutam nane

Limonu kabukları ile dilimleyerek hazırladığınız su metabolizmanızın uyarılarak yağ yakımına yardımcı olur.

Mutlu Bağırsak Suyu

  • 1lt su

  • 2-3 adet kuru incir

  • 2-3 adet kuru kayısı

  • 2-3 kuru erik

  • 1 adet stick tarçın

Gün içerisinde tüketeceğiniz bu su hem bağırsak aktivitesini arttırmaya da yardımcı olur. Ancak haftada maksimum 2-3 gün tüketmeniz şeker seviyenizin korunmasına yardımcı olacaktır.

BioNTech açıkladı: Üçüncü doz şartı geliyor BioNTech açıkladı: Üçüncü doz şartı geliyor

            Anti-Ödem Suyu

  • 1 lt su

  • 1 orta boy salatalık

  • 1 tutam maydanoz

  • 1 diilim ananas

  • 1 tutam yeşil çay + 1 tutam kiraz sapı

Ödem sökmeye yardımcı olan bu su farklı aroması ile su içmenizi  kolaylaştıracaktır.

Cilt İksiri Su

  • 1 lt su

  • 4-5 adet çilek

  • 1 orta boy yeşil elma

  • 1 adet salatalık

  • 1 adet stick tarçın

Antioksidan içeriği zengin olan bu su cilt güzelliği ve nemi için gayet başarılı olacaktır.

Kolestrol Suyu

  • 1 lt su

  • 6-7 adet ceviz içi

  • 1 tutam semizotu

Geceden ağzı kapalı şekilde beklettiğiniz bu suyu sabahları özellikle aç karnına tükettiğinizde kolestrol düşürücü etkisini göreceksiniz.

Diyetisyen Nejla Kazoğlu

Editör: TE Bilişim