Süper Lig ekiplerinden Kayserispor Kulübü Başkanı Berna Gözbaşı, Beşiktaş maçı sonrası kulübün son durumu hakkında açıklamalarda bulundu.

"Kimse görevi devralmak istemedi"

"Ben geçmiş dönemde Erol (Bedir) Başkan'ın davetiyle yardımcı başkan olarak görev almıştım ama yoğunluktan dolayı fazla aktif değildim. Başkan arayışı devam ederken hiçbir erkek görevi devralmak istemedi yoksa kalmazdı bana" diyen Gözbaşı, şöyle devam etti:

Dev final için dünyanın gözü İstanbul'da! Şampiyonlar Ligi Finali için taraftarlar İstanbul'a akın etti! Dev final için dünyanın gözü İstanbul'da! Şampiyonlar Ligi Finali için taraftarlar İstanbul'a akın etti!

"Eski başkanlar arayıp ısrarcı oldu"

Takım zaten sonuncu olmasaydı erkekler bırakmazdı bana. Göreve gelmemizden sonra Kayserispor ligin en sempatik takım oldu. Şehrin büyükleri, belediye başkanları, eski bakanlar geniş bir katılımla benim olmamı istediler. Beni aradılar. Ben işlerimden dolayı çok yoğundum.

"Kadınlarının eve kapatılmadığını göstermiş olduk"

Şehirde ilk defa herkesin fikir birliğine varmış olduğu konuda kabul etmek zorunda kaldım. Yurt dışından önemli basın kuruluşları röportaj yapmak istiyorlar. Ülkemiz Türk kadınlarının eve kapatılmadığını istendiğinde neler yapabileceğini göstermiş olduk, sembol olduk.

"Zor bir görevin altına imzamı attım"

Takımımız şu anda zor durumda. Hala çalışıyoruz. Zor bir görevin altına imzamı attım ama elimden geleni yapacağım. Şu anda tek amacımız takımı ligde tutmak. İyi bir başlangıç yapamadık. Tek tek konuşuyorum. 3 hoca değişti, 3 başkan değişti ve haliyle birçok transfer... Her şey üst üste gelmiş. Oyuncularla diyaloğum iyi. Dil sorunu olmadığı için iletişim kuruyorum. Türkiye-Portekiz İş Konseyi Başkanıyım, futbolun ülkesinin. Mensah bir röportajında ‘bir teklif gelirse annemiz Berna hanım ile kariyerimi planlarım’ demiş. Ben ona öyle söylemişim çünkü. Böyle moralin bozuk olmaz. Onu o şekilde söylemiş. Hani ben ona demişim. Devre arasına kadar oynayacaksın ya da sonuna kadar oynayacaksın. Ama seni de dinler kariyerini planlarız.

"Erkeklerin egolarının savaştığı yerdeyim"

Gözbaşı, herkesin görevini iyi yaptığı sürece başarının geleceğine inandığını belirterek, şöyle konuştu: Göreve geldiğim ilk andan itibaren tesislerden, hatta güvenlikten çalışmalara başladım. Henüz çok çiçeği burnunda bir başkanım. Futbolcularla iletişime geçerek sorunları anlamaya çalıştım. Bana göre ilk olarak yönetimin bir 'takım' olması lazım. Çalışanların bir takım olması lazım ki takımınız da takım olsun. Ben de şu anda bunu yapmaya çalışıyorum. Bu erkeklerin egolarının savaştığı, her şeye kulaklarımı tıkadım.

"Kötü haberleri takip etmiyorum"

Ben kulüpte çalışıyorum. Dışarıda kavga kıyamet kopuyor, kongreler erteleniyor, bunları hiç duymuyorum. Duymamaya da devam ediyorum. Ben iş hayatımda, kriz zamanında haber bile dinlemem. Çünkü o negatif enerjiyi almak istemem. Burada da aynı şeyi yapıyorum.

"Gece saat 2'de kontrat meselesini konuşuyorum"

Yönetimde de şunu söylemiştim, "Ya emek ver, ya da para ver ama poz vermeyeceksiniz. Burası sizin kişisel reklam yeriniz olmayacak." Olacak elbette, ama bunun bu kulübe mutlaka maddi yardımı olacak. Çünkü kulüplerin mali yapısını biliyorsunuz, korkunç. Dün gece saat 2'de bile yabancı bir futbolcumuzla kontrat konularını konuşuyordum. Ben bunu bir iş olarak görüyorum.

"Ben ofsaytı bilmek zorunda değilim, futbolcu bilsin"

Herkes bana "Futboldan anlıyor musun?","Ofsayt nedir?" diyor. Ben ofsaytı neden bileyim. Oyuncu bilsin, hakem bilsin. Oyuncu ofsayta düşmesin, hakem de yanlış karar vermesin. Ben bu işi doğru yönetmeyi becerebilmek istiyorum. Takımı oynatmak teknik direktörün işi. Takıma moral motivasyon vermek benim işim. Herkes işini yapmalı. Zaten Türkiye'de en büyük sorunumuz bu. İş dünyasında da gördüğüm bu. Herkes hem siyasetçi, hem iş adamı, hem futbolcu... Herkes her şeyden anlıyor. Bence uzmanlaşma yoluna gitmeliyiz ve herkes görevini yapmalı.

Editör: TE Bilişim