Suriye konusunda Astana formatında 'Beşinci Türkiye-Rusya Federasyonu-İran Üçlü Zirvesi' Ankara'da gerçekleştirildi.
Çankaya'da görüştüler
Üçlü zirve öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile Çankaya Köşkü'nde ayrı ayrı görüştü.
Daha sonra üç liderin başkanlığındaki heyetler bir araya geldi. Üçlü zirvenin basına açık kısmında sırayla Erdoğan, Ruhani ve Putin konuştu. Suriye'nin kuzeyinde SDG kontrolündeki bölgeyle ilgili Erdoğan "Terör bataklığının kurutulacağı" mesajını verirken, Ruhani Suriye'nin bu bölgede egemenliğinin sağlanmasına vurgu yaptı. Putin de toprak bütünlüğü içinde çözümden bahsetti.
"Tam bir mutabakat içindeyiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üçlü sürecin bugüne kadar önemli başarılara imza attığını söylediği konuşmasında, "Üç ülke olarak işbirliğimizi güçlendirdik. Suriye'nin siyasi birliği ile toprak bütünlüğünün muhafazası, sahada sükunetin korunması, ihtilafa kalıcı bir siyasi çözüm bulunması noktasında tam bir mutabakat içindeyiz. Ankara Zirvesi'nin Astana sürecine yeni bir soluk kazandıracağına inanıyorum. Astana platformu, Suriye'deki yangının söndürülmesi için etkili çözümler üretebilen ve somut adımlar atabilen yegane girişimdir" dedi.
"Fırat'ın doğusundaki terör bataklığını kurutursak..."
"Suriye'de barışın sağlanması için daha fazla sorumluluk üstlenmemiz, elimizi taşın altına daha çok koymamız gereken bir dönemdeyiz" diye devam eden Erdoğan, SDG'nin kontrolundaki bölgeyle ilgili "Fırat'ın doğusundaki terör bataklığını kurutarak bu yöndeki çabalarımızı birlikte yeni bir merhaleye taşıyacağız. Toplantımızda İdlib başta olmak üzere sahadaki durumu, Fırat'ın doğusunda yaşanan gelişmeleri, siyasi süreçte gelinen aşamayı ve Suriyeli mülteciler meselesini ele alacağız" ifadelerini kullandı.
"Yönetimi değiştirme yaklaşımı geçerliliğini yitirdi"
İran Cumhurbaşkanı Ruhani, "Suriye konusunda ortak ilkelere vurgu yapmayı gerekli görüyorum. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliği hususlarına ciddi bir şekilde riayet edilmeli" vurgusuyla başladığı konuşmasında, Suriye krizinin sadece siyasi yolla çözülebileceğine inandıklarını söyledi. Ruhani'nin "Bazılarının peşinde olduğu, yönetimi değiştirme yaklaşımlarının bu süreçte elde edilen tecrübeler ışığında artık geçerliliğini yitirdiğine inanıyoruz" ifadesi dikkat çekti.
Ruhani şunları söyledi; "Suriye hükümeti ve halkı çeşitliliğini de dikkate alarak geleceğini belirleme gücüne sahiptir. Suriye'deki çatışmalar dokuzuncu yılına girerken bazılarının rejimi değiştirme çalışmasının önemini yitirdiğini görüyoruz. Terörizmle mücadeleye devam edilmelidir aynı zamanda sivil halk tehlikeye atılmamalıdır. İdlib mutabakatı beklendiği gibi gitmedi. İdlib'de teröristlerin kontrolündeki bölgeler artış göstermiştir. Teröristlere hiçbir zaman müsamaha gösterilmemelidir. Özgür ve bağımsız bir Suriye, işgal ve dış tehditlere uzak bir Suriye gerekmektedir."
"Adana mutabakatına dönülmeli"
Ruhani, Suriye ile Türkiye arasında 1988 tarihinde imzalanan ve PKK'ye karşı işbirliği taahhüdü içeren Adana protokolünü de gündeme getirdi. Ruhani, "Bölgedeki sorunun çözülmesi için Türkiye ile Suriye arasında imzalanan Adana mutabakatına dönülmeli" dedi. ABD Başkanı Trump'ın geçen yıl askeri güçlerini Suriye'den çekeceğini söylediğini hatırlatan Ruhani, "Bu sözlerin akıbeti onun diğer sözleri gibi oldu. Amerikan güçlerinin bir an önce bölgeyi terk etmesi, Suriye’nin Fırat'ın doğusunda da egemenliğini sağlaması önemlidir. ABD’nin Suriye'de asker bulundurması meşru değildir, ABD güçleri bir an önce bölgeyi terk etmelidir" diye konuştu.
"Anayasa Komitesi üyelerinde mutabakat sağlandı"
Son olarak sözü alan Rusya Devlet Başkanı Putin, Suriye Anayasa Komitesi'nin üyeleri üzerinde nihai mutabakat sağlandığını açıkladı. Putin şöyle konuştu: "Bugün yaptığımız zirveye katılmaktan onur duyuyorum. Astana süreci, Suriye çözüm sürecine en etkin katkıyı sağlayan mekanizmadır. Ortak çabalarımızla Suriye'de istikrar artmıştır, şiddet seviyesi düşürülmüştür. Kalıcı çözüm için temel attık" dedi.
Putin şöyle devam etti: "Suriye'deki aşırı gruplarla mücadele önemli konu. İdlib teröristlere sığınak olmamalıdır. Bu bölgeden gelen terörist tehdidi tamamen yok etmek için adım atmamız lazım. Suriye'nin kuzeyinde sorun toprak bütünlüğü içinde çözülmeli."
"Önemli kararlar aldık"
Zirvenin ardından Erdoğan, Ruhani ve Putin basın toplantısı düzenledi. İlk açıklamayı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ardından açıklama yapan Erdoğan, görüşmelerin verimli geçtiğini söyledi.
"Suriye'de siyasal çözüm umutlarını yeşertecek önemli kararlar aldık" diyen Erdoğan, "Suriye'nin toprak bütünlüğü ile siyasi birliğinin korunması hususunda hepimizin de aynı hassasiyete sahip olduğunu bir kez daha teyit ettik. DEAŞ ile mücadele altında terör örgütlerine destek verilmesinin kabul edilemezliğini vurguladık” şeklinde konuştu.
"Askerin güvenliği için önlemlere ihtiyaç var"
Suriye'nin İdlib bölgesindeki gelişmelerin de ele alındığını aktaran Erdoğan, "İdlib'de tırmanan gerginlik görüşmelerimizin odak noktalarından biriydi. Nisan ayından bu yana İdlib'e yönelik kara ve hava operasyonunda hayatını kaybeden sivillerin sayısı bine yaklaştı. İnsanlar saldırılar nedeniyle yeniden göç yollarına düştü" dedi.
Soçi mutabakatının uygulanması konusunun da değerlendirildiğini dile getiren Erdoğan, "Sivil halkın ve garantör ülkelerin sahadaki askeri personelinin güvenliği için somut önlemler alınması ihtiyacını vurguladık. Zirvede görüş birliğine vardığımız hususlar doğrultusunda önümüzdeki günlerde bölgede hayırlı gelişmelerin yaşanacağını ümit ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"Anayasa Komitesi'nin oluşumuyla ilgili pürüzler giderildi"
Anayasa Komitesi'nin oluşturulması ve siyasal sürecin ilerlemesi için çabaladıklarını söyleyen Erdoğan, "Komitenin oluşumuna ilişkin pürüzler giderilmiştir. Bugün usul kuralları konusunu da Birleşmiş Milletler ile eş güdüm halinde sonuçlandırarak komitenin çalışmalara bir an önce başlamasını sağlamayı kararlaştırdık" diye konuştu.
"DEAŞ tehdidi ortadan kalktı"
"Suriye'de DEAŞ tehdidi ortadan kalkmıştır" diyen Erdoğan, "Suriye'nin istikbali için en büyük tehdit PKK ve onun uzantısı olan PYD/YPG’dir. PKK varlığı devam ettikçe ne Suriye ne de bölgemiz huzura kavuşabilir" dedi.
"ABD ile anlaşamazsak kendi harekat planımızı uygulayacağız"
ABD ve Türkiye'nin Suriye'de kurmayı planladığı güvenli bölge konusunda iki lidere de bilgili verdiğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sayın Ruhani ve Sayın Putin'i Fırat'ın doğusunda güvenli bölge tesisi konusunda bilgilendirdim ve düşüncelerimi de paylaştım. Sınırımızda bir terör oluşumuna izin vermeyeceğimizi ifade ettim. Bunun için Amerika ile 2 hafta içinde arzu ettiğimiz hedefe ulaşamazsak kendi harekat planımızı uygulamaya başlayacağımızı her iki dostumuza da anlattım."
Güvenli bölgeye mültecilerin yerleştirilebileceğini belirten Erdoğan, "Ülkemizin yeni bir göç akınını kaldırması mümkün değildir. Fırat’ın doğusundaki barış koridoru mülteciler için de bir liman olacaktır. Bu hattı Deyrizor, Rakka tarafına indirirsek geri dönecek sığınmacı sayısı 3 milyonu aşabilir. Geri dönecek Suriyeli kardeşlerimiz için bu bölgelerde uluslararası toplumun da desteğiyle yeni yaşam bölgeleri inşa edilmesi mümkündür. Irak, Lübnan ve Ürdün’le birlikte Suriyeli mültecilerin geri dönüşü için bir konferans düzenlenmesi için çalışmalar gerçekleştireceğiz" diye konuştu.
"ABD, Suriye'yi bölmeye çalışıyor"
Erdoğan'ın ardından İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, konuştu. 3 ülkenin Suriye konusunda aynı görüşte olmasının sevindirici olduğunu söyleyen Ruhani, "Hepimiz Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunda hemfikiriz. ABD, Suriye'de teröristleri desteklemiştir, Suriye'yi bölmeye çalışmıştır. ABD, Golan Tepeleri'ni başka bir ülkeye (İsrail) bağışlamıştır. Bu ABD'nin kötü niyetli olduğunun göstergesidir" ifadelerini kullandı.
Suriye halkının savaşa nedeniyle eziyet çektiğini belirten Ruhani, "Halen İdlib'de terörist örgütler bulunmaktadır. 9 seneden beri Suriye halkı eziyet çekmektedir. Hepimiz teröristlere kimlerin destek verdiğini biliyoruz. İdlib'deki teröristlerle mücadele etmeliyiz ve Suriye devletine yardımcı olmalıyız. Aynı şekilde de Fırat'ın doğusunda da ABD destekli terörist gruplar etkindir" dedi.
İlk zirve 2017'de Soçi'de yapılmıştı
Suriye yönetiminin, bu zirve öncesinde Birleşmiş Milletler'e bir mektup yazarak Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) ilk kez terörist olarak nitelemesi ve SDG kontrolündeki bölgenin geri alınacağını belirtmesi dikkat çekmişti.
Rusya-Türkiye-İran üçlüsünün Suriye'de siyasi çözüm amacıyla başlattığı Astana süreci, BM destekli Cenevre sürecinin sonuç vermemesi sonrası başlatılmıştı.
Astana üçlüsünün ilk zirvesi, Kasım 2017'de Soçi'de yapılmıştı. Zirvede, Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunması kaydıyla gerilimi azaltma bölgeleri kurulması üzerinde anlaşma saplanmıştı. Ankara'da bugün yapılan zirve, Astana üçlüsünün beşinci liderler zirvesi oldu.