Üsküdar'da 3 kişinin yaşamını yitirdiği otobüs kazasıyla ilgili olarak özel halk şoförünün yargılandığı davada bilirkişi raporu 13 ay sonra mahkemeye ulaştı. Özel halk otobüsü şoförünün 15 yıla kadar hapsi istendi.
Aracın arızalı olmadığı belirtildi
Mahkemeye ulaşan bilirkişi raporunda, aracın kaza gününe ait hafıza kayıtlarında şanzıman, motor ve fren sistemlerinde herhangi bir arıza kodu kaydına rastlanmadığı ortaya koyuldu. Ayrıca aracın kamera görüntülerinden hareketle, sürücüün emniyet kemeri takmayarak bir kuralı ihlal ettiği belirtildi.
Frenler çalışıyordu, şoför gerekeni yapmadı
Fren mekanizmasının işlediğinin altını çizen raporda, sürücünün hızına göre önündeki araçla arasındaki mesafeyi ayarlayamaması sebebiyle kazanın gerçekleştiği ifade edildi. Ayrıca sürücünün yavaşlama ve durma hamlelerini zamanında ve hızlı şekilde yapmadığı aktarıldı.
Kaza önlenebilirdi
Sürücünün kaza öncesinde de kaza anında da aracı durdurmaya yönelik emniyet şalterini ve imdat kolunu kullanmadığı, yalnızca direksiyona hakim olmaya çalıştığı, kazanın zamanında müdahaleyle önlenebilir olduğu yazıldı.
Özel halk otobüsü şoförü, 3 kişinin ölümüne sebep oldu
Cumhuriyet Savcısı, esas hakkındaki mütalaasında, otobüs şoförünün önce solundaki yolcu alan otobüse çarptığı, ardından duraktaki Aygün Erdoğan, Mustafa Erdoğan, Belgizar Erdoğan, Perihan Çelik ve Hatice Yıldırım'a çarptığı belirtildi. Aygün Erdoğan, Perihan Çelik ve Mustafa Erdoğan'ın kazada yaşamını yitirdiği de eklendi.
Savcı tahliyesini istedi
Mütalaasında sanığın "taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçuyla 15 yıl hapisle cezalandırılmasını isteyen Cumhuriyet Savcısı, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre ve kaçma girişiminde bulunmaması göz önünde bulundurulduğunda tahliyesine karar verilmesini talep etti.
"30 yıldır kazaya sebebiyet vermedim, kasıt yok"
Sanık Selim Karakaya, 20 aydır tutuklu olduğunu, üniversiteye giden çocuğu olduğunu ve zor durumda olduğunu aktardı. "30 yıllık şoförüm, bu zamana kadar bir kazaya sebebiyet vermedim. Kasten yapılmış bir şey yok" dedi. Avukatı ise, esas hakkında savunma hazırlamak için zaman istedi. Müvekkili Karakaya'nın sabit ikamet sahibi olduğunu ve kaçma şüphesinin bulunmadığını aktararak, raporun kuvvetli delil niteliği olmadığını savundu. Mahkeme heyeti sanık avukatlarına yazılı savunma için süre verirken, sanığın tutukluluk haline devam kararı verilerek duruşma ertelendi.