İstanbul'da yaşayan başta Rumlar'a olmak üzere azınlıklara yönelik tahrip ve yağma hareketinin üzerinden 64 yıl geçti. O dönemde ülkedeki toplumsal çeşitliliği belirtmek için yaygın olarak yapılan 'mozaik' benzetmesine atıfta bulunarak, 6-7 Eylül Olayları 'mozaik çatladı' betimlemesiyle tarihimizde yer aldı.
Olaylar, Londra'da Kıbrıs görüşmeleri devam ettiği günlerde meydana geldi. Grivas önderliğindeki EOKA, adada yaşayan İngiliz ve Türklere karşı terör saldırılarına başlamış, saldırılar kamuoyunda büyük bir öfkeye neden olmuştu. Bu sırada İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ı konuyu görüşmek üzere Londra’da toplanacak üçlü bir konferansa davet etmiş, Konferans 29 Ağustos’ta başlamış ve Dış işleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu Türkiye’yi temsilen yerini almıştı.
Yalan haberle fitil ateşlendi
64 yıl önce bugün, İstanbul'da yaşayan gayrimüslimler bir yalan haberle hedef haline getirildi. Dışişleri yetkilileri Londra'da Kıbrıs temaslarına devam ederken Selanik'te Atatürk'ün evine Yunanlılar tarafından bomba atıldığı haberinin yayılması üzerine, 6 Eylül 1955’te ellerinde kazma, balta ve sopalarla sokaklara dökülen binlerce kişi gayrimüslimlere ait ev ve iş yerlerini yakıp yıktı.
İstanbul Ekspres gazetesi "Atamızın evi bombalandı" manşetiyle ikinci baskısını yaptı. Tirajı 20 bin civarında olan gazete 6 Eylül'de 290 bin bastı.
6 Eylül 1955’te ellerinde kazma, balta ve sopalarla sokaklara dökülen binlerce kişi resmi kaynaklara göre 4 bin 214 ev, 1.004 iş yeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel vb. 5 bin 317 yeri tahrip etti.
Kiliseler ve mezarlıklar da payını aldı
Kiliselerin içindeki kutsal resimler, haçlar, ikonalar ve diğer kutsal eşyalar tahrip edildiği gibi, İstanbul'da bulunan 73 Rum Ortodoks kilisesinin tamamı ateşe verildi.
İstiklal Caddesi’ndeki olaylarda 11 kişinin hayatını kaybettiği açıklanırken, Helsinki Watch örgütünün bir raporuna göre ise ölenlerin sayısı 15 olarak kayıtlara geçti.
Saldırı diğer semtlere de sıçradı
Saldırılar eş zamanlı olarak İstanbul’da Rumlar'ın yoğun olarak yaşadığı diğer semtlere; Beyoğlu, Kurtuluş, Şişli, Nişantaşı, Eminönü, Fatih, Balat, Eyüp, Bakırköy, Yeşilköy, Ortaköy, Arnavutköy, Bebek’e kadar uzanmış hatta Moda, Kadıköy, Kuzguncuk, Çengelköy’de de meydana gelmiştir.
Binlerce Rum, Türkiye'den göç etti
Olayların ardından, Türkiye'de yaşayan binlerce Rum, Türkiye'den göç etti. Nüfus mübadelesi sonucunda 1925 yılında yaklaşık 100 bine düşen İstanbul'daki Rum nüfus, 2006 yılında 2 bin 500 kişiye kadar düştü.
Taksim'de büyük miting düzenlendi
“Kıbrıs Türktür Cemiyeti”(KTC) adına yayınlanan deklarasyon yanı sıra çeşitli öğrenci birliklerinin yayınladığı bildiriler doğrultusunda da Taksim Meydanı’nda bir protesto mitingi düzenlendi. Bu mitingin ardından, bazı gruplar İstiklal Caddesi’ne yönelerek buradaki gayrimüslimlere ait iş yerlerinin camlarını kırdı.
Olayların kontrolden çıkması üzerine Adnan Menderes Sapanca'dan çağrıldı ve sıkıyönetim ilan edildi. Olaylarla ilgili olarak önce 3 bin 151 kişi tutuklandı. Sonradan bu sayı 5 bin 104'e yükseldi.
Siyasi cephede sarsıntı
Bu süreçte İçişleri Bakanı Namık Gedik istifa etti ve yerine geçici olarak Savunma Bakanı Ethem Menderes atandı, Bakan Fuat Köprülü vekaleten Savunma Bakanlığı görevini üstlendi. Milli Emniyet Hizmetleri şefi (MAH Reisi), İzmir valisi, İzmir’de bulunan birliklerin komutanları, İstanbul emniyet müdürü ve üç general, hükümet tarafından görevden alındı, bir dizi memurun olayların engellenememesinden sorumlu oldukları gerekçesiyle görev yerleri değiştirildi.
Londra’daki konferans ise kesilmiş , Kıbrıs sorunu artık Türk-Yunan anlaşmazlığı olarak tüm dünya kamuoyuna farklı bir çerçeve içinde sunulmaya başlanmıştır.
Lefter: En kötüsü, harçlık verdiğim çocukların evimi taşlamasıydı...
Sevilen futbolcu Lefter, Toto karaca, fotoğraf sanatçısı Ara Güler gibi isimlerin de çıkan olaylardan zarar gördüğü o günlerde, Atatürk'ün Selanik'teki evinin bombalandığı şeklinde yalan iddialar ve haberler yayılmak suretiyle, halk galeyana getirilmiş, başta Rumlar olmak üzere gayri müslimlerin evleri ve iş yerleri yağmalanmıştı.
Fenerbahçe ve Türkiye Milli Takımı'nda forma giyen futbolcu Lefter, ülkede 'futbolun ordinaryusu' denilecek kadar sevilirken 6-7 Eylül olaylarından büyük zarar gören isimlerden sadece birisiydi.
Türk futbolunun en popüler futbolcularından biri olarak yıllarca alkışlanan ve 13 Ocak 2012 yılında vefat eden Lefter, 6-7 Eylül olaylarında yaşadığı zulmü şu sözlerle anlatmıştı: 15 gün önce gol attığımda omuzlardaydım. O gün ise kayalar ve boya tenekeleri ile karşılaştım. En kötüsü harçlık verdiğim çocuklar evime saldırdı. Kızlarım küçüktü, onları öldürmeye kalktılar. (...) Çok sordular kim yaptı diye, ama o gün de söylemedim, bugün de söylemeyeceğim."