İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı ESHOT Genel Müdürlüğü bünyesindeki toplu taşıma aracının direksiyonunda artık kadınlar da var.
Yolculara anne şefkatiyle yaklaşıyorlar
Otobüslerde çalışmaya başlayan 40 kadın şoförden biri olan Tuya (11) ve Liva (8) adında iki kız çocuğu annesi Fatma Nihal Buruk Keleş de o kadınlardan biri. Bornova Evka-3 Metro aktarma istasyonu ile Bostanlı İskelesi arasında sefer yapan 330 numaralı otobüste, direksiyon başına geçtiğinde meslektaşlarını aratmayan Nihal Buruk Keleş, yolculara bir anne şefkati ile yaklaşıyor.
Eşi gibi kendisi de ağır vasıta şoförü oldu
Genelde erkeklerin yaptığı şoförlük mesleğini, büyük bir titizlikle yapan, günde ortalama 7 saat direksiyon başında olan Keleş, "Çocukluk hayalim" dediği mesleğini çok seviyor. İşe başladıktan sonra kendisi gibi şoför olan eşi Türker Keleş'in (45) işi bırakarak evde çocuklara bakmaya başladığını söyleyen Fatma Nihal Buruk Keleş, bu zorlu mesleği tercih etme nedenlerini şu ifadelerle anlattı:
"Otobüs şoförü olmak çocukluk hayalimdi"
Ben çocukken, kapımızın önünden yolcu otobüsleri geçerdi. Çok etkilenirdim, hep bakardım. Uzak yollara gitmek ve büyük bir araca hükmetmek isterdim. Otobüs kullanmak benim çocukluk hayalimdi. O zaman, "Ben de bir gün yapacağım" dedim. İzmir'de ilk E sınıfı ehliyet alan kadınlardan biriyim sanırım. Daha sonra evlendim, çocuklarım oldu. Hayallerini hep öteledim. Sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer bize bu imkanı tanıdı. Çocuklarım da büyüyünce bu işe girmeye karar verdim.
"Uzun yol şoförü olmak istiyorum"
İz Gazete'de yer alan habere göre, amacının aslında uzak yol şoförlüğü olduğunu ancak çocuklarından ayrı kalmak istemediğini söyleyen Keleş, "Farklı şehirlere gitmek, farklı yerler görmek isterdim. Ama çocuklarım var. Onlardan uzaklaşamıyorum" dedi.
"Cumhuriyet kadınları böyle olmalı"
Şoför olmaya karar verdiği zaman anne, baba ve kardeşinin kendisini desteklediğini de anlatan Keleş, "Ailem en büyük destekçim oldu. Annem bana hep inanıyor. Ehliyet almamda da çok büyük destekleri oldu. Çocuklarım ilk etapta bu işe girdiğimde onlardan uzaklaşacağımı düşünerek üzüldüler, ama şimdi benimle gurur duyuyorlar. Bazen benimle yolculuk yapıyorlar. Yolcular da çok şaşırıyor. Çok güzel tepkiler alıyorum. "İzmir'in kadınları böyle. Cumhuriyet kadını böyle olmalı. Çok cesursunuz" diyenler oluyor. Çok güzel dualar geliyor. Genelde yolcular güzel tepki veriyor. Çok az insan yadırgıyor" diye konuştu.
"Direksiyon başında kendimi mutlu hissediyorum"
Direksiyon başına geçtiği zaman kendini çok güçlü ve mutlu hissettiğini de belirten Fatma Nihal Buruk Keleş, sözlerini şöyle sürdürdü: Direksiyon başına geçtiğimde inanılmaz huzurlu oluyorum, ama sırtımızda büyük bir yük var. Tüm iş arkadaşlarım, ‘İnsan’ taşıdığının bilincinde. Çünkü bizim taşıdığımız insanlar birilerinin annesi, babası, kardeşi, her şeyi. Birine zarar gelmesin diye çok dikkatli ve temkinli hareket ediyoruz. Ama burada en büyük tehdit, dış faktörler. Bazıları bizim büyük araç kullandığımızın farkında olmuyor. Tali yoldan aniden önümüze çıkabiliyorlar. Bu aracın boşu 11 ton. Bizim yaptığımız ani fren, içeride bulunan birçok yolcunun düşmesine neden oluyor. O nedenle insanların biraz daha dikkatli olması gerekiyor. Biz bunun bilincindeyiz.
"Burası birbirine kenetlenmiş bir aile gibi"
Çalışma arkadaşlarının genelde erkek olduğunu ve hepsiyle çok iyi anlaştığını söyleyen Keleş, "İleri sürüş eğitimi aldıktan sonra garaja gittik. Burada bir toplantı yapıldı. Bize, "Biz bir aileyiz" dediler. O zaman, 'aileyiz' kelimesini bizi alıştırmak ve yabancılık çekmememizi sağlamak için söylediklerini düşünmüştüm. Şimdi anlıyorum ki, az bile söylemişler. Burası gerçekten de birbirine kenetlenmiş bir aile. Abi ve kardeş gibiyiz. Bize kendimizi çok iyi hissettiriyorlar. İnanılmaz mutluyum" dedi.
"Erkeklerin gölgesinde kalmamalıyız"
Keleş, kadınlara da toplumda yer edinmek için mücadeleci olmaları ve kendilerine inanmaları gerektiği mesajını vererek, şunları söyledi: Biz ataerkil bir toplumuz. Erkeklerin baskın olduğu, kadınların bebeklerle oynayarak büyüdüğü bir ortamda yetişiyoruz. Biz hep bastırılarak büyüyoruz. Böyle olmamalı. Kadın hakikaten çok güçlü. Biz de toplumda kendimize yer etmek zorundayız. Erkeğin gölgesinde kalmamalıyız. Öne atılalım. Araç kullanmayı öğrenen kadınların yanındakiler bizi gördüklerinde, ‘Bak o da sürüyor’ diyor. Ben de camı açarak, ‘Sen de yapabilirsin. Hatta E sınıfı ehliyet al ve aramıza katıl’ diyorum. O güç bizim içimizde var. Önemli olan bunu açığa çıkarmak. Biz her yerde olabiliriz.
İzmirli yolcular memnun
Yolcular da, kadın şoför ile yolculuk yaptıkları için kendilerini şanslı saydıklarını, kadın şoför sayısının arttırılması gerektiğini belirtti.